Suriye’de yeni süreç

ABD, Suriye’den çekileceğini açıkladığında, bu, kamuoyunda sevinçle-endişe karışımı bir hava yaratmıştı… 

Akıllara düşen soru, Türkiye ve YPG bu yeni süreçte nasıl hareket edecek? 

ABD, YPG’ye verdiği silahları geri alacak mı?.. 

Bölgede inşa ettiği 20 civarındaki askeri üssü ne yapacak?.. 

Bu tür ve benzeri sorular, fotoğrafın  en önemsiz, hatta basit kısmıydı!.. 

Kamuoyu ve siyaset erbabı, medya bu ve benzeri sorular üzerinde yoğunlaştı… Adeta ABD merkezden çıkarıldı, PYD merkeze alındı. 

Şu tür sorular hiç tartışılmadı, hatta pek akla da gelmedi: 

ABD’nin bölgeden bir miktar askerini çekmesi, bölgedeki hedeflerinden vazgeçmesi anlamına mı geliyor? 

Yoksa bölgede bugüne kadar takip ettiği politikanın, küresel çıkarlarına zarar verdiğini görerek, bölgedeki hedefleri hususunda tereddüte mi düştü? 

Veya, varacağı hedeften vazgeçmedi, vasıta yol ve yöntem değişikliğine mi gidiyor? 

Evet, resmin tamamı bu üç soruda düğümleniyor. 

İlk iki soru, resmin bir kısmındaki gerçeğe uygun, ama resmin tamamının cevabı üçüncü soruda… 

Yani, varacağı hedeften vazgeçmedi… Vasıta, yol ve yöntem değişikliğine gidiyor!... 

Bu süreçte iki eldiven kullanacak. 

Biri, Radikal İslam Eldiveni: Yani terör örgütleri, Deaş, çok yıprandı, HTŞ (Heyet, Tahrir’ü-Şam) ve paydaşları devreye sokulmaya başlandı, hem de FETVALAR’la!.. 

İkinci eldiven başını Suud, Mısır, BAE…nin çektiği bölgesel siyasi eldiven… Devamı gelecek, hatta bu eldiven Arap Birliği’ne dönüşecek!.. 

Bu siyasal yapının oluşmasında CIA ve MOSSAD’ın maharetli ellerinin etkisi!.. Bu unutulmamalı!.. 

Şu gerçeği hiç gözümüzden kaçırmamalıyız: İslam ülkelerinin hepsinin birer bayrağı var ve siyaset arenasındaki kağıt üzerinde bağımsız bir ülke kabul edilmektedirler… 

Şunu açık bir şekilde ifade edeyim ki, bir çoğu ABD’nin resmi eyaletleri kadar bile Waşinton’a karşı özgür değillerdir!.. 

Birkaç örnekle Çarşamba’ya devam edeceğim bu konuya… Konu net anlaşılabilsin!